Aday neye göre belirleniyor?

Dünyada hiç kimse ,seyirci koltuğunda oturan cesur insanları alkışlamaz. Alkışlar hep sahneye çıkanlar içindir.

Evet yine aylardan Kasım…

Yerel yönetimler seçimi aday adayı süreci başladı. Herkesin bir hayali bir umudu var olmasa zaten yaşamanın manası olmaz.

Maalesef hayaller başka gerçekler başka…

Siyaset dışarıdan bakınca liyakat vizyon misyon ciddiyet isteyen bir oluşum gibi geliyor. Çünkü siyasetin içindekiler Ülke Belediye Yönetiyor. Siyaset için; oldukça aktif renkli kariyerli sizi yüceltecek diğer insanlardan farklı bir statü sağlayacak bir alan mı desek.

Bu da herkese cazip gelebilir ve bu göreve talip olabilir. Kimisi tahsillerine, kimisi zenginliğine, kimisi kalabalık ailesine, kimisi ise çevresine ikili ilişkilerine güvenerekten, kimisinde de özgüven tavan yapmıştır “o yapabiliyorsa aday olabiliyorsa bende olurum” diyerek aday adayı olmakta. Aday adayı olmak herkesin en doğal hakkı.

Kimsenin kimseyi küçümseme hakkı yoktur.

Dediğimiz gibi her bir aday adayının kendine has bir özelliği mevcuttur. Lakin, Devlet, Belediye yönetmek için aday adaylarında hangi kıstasın ele alındığı önemli.

Aday neye göre belirleniyor?

Son yıllarda gördüğümüz ise ikili ilişkilere bağlı siyasetin güdüldüğü. Adaletin görülmediği hak hukukun çiğnendiği, liyakatin önemsenmediği…

Bizler de ise bir kıskançlık, hasetlik had safhada “ben olamıyorsam oda olamasın, ben başaramazsam oda başaramasın” sizin hayallerinizi yok ederler aşağı çekmek için her şeyi yaparlar. Başarıyı, başarılıyı liyakatliyi desteklemek gibi bir beceriye sahip değiliz.

Kısacası buna yengeç sepeti sendromu deriz. (Kumsalda yürüyen bir adam, avlanan balıkçıya yaklaştığında kova içerisindeki yakalanmış yengeçleri görür.

Kovanın üstü açıktır, kapağı yoktur. Bu durum onu şaşırtır, çünkü yengeçlerin kaçabileceğini düşünür. Balıkçıya sorduğunda “Evet, tek bir yengeç olsaydı, kesinlikle kaçardı. Ancak, pek çok yengeç varsa, biri kaçmaya çalıştığında diğerleri onu yakalar, kaçamayacağından emin olur, geri kalanlar da aynı kaderi yaşarlar.” yanıtını alır. Tek yengeç kapaksız kovadan rahatlıkla çıkabilirken sayı arttıkça kaçış imkansızlaşır. Çünkü birbirlerini yukarı itmek yerine, aşağı çekerek engellerler. Sonunda kimse kazanamaz. Bu durum, Yengeç Sepeti Sendromu’nun çıkış noktasıdır.)

Sorsanız dava diyerek çıkılan yolda hiç emekleri olmayanların hak etmedikleri koltukları işgal ettiklerini de gördük.

Halkın sesini dinledik diyerek yapılan değişikliklerde de bozacı şıracı ilişkisi olmaktan öteye gitmediğine de şahit olduk. Arka planda neler konuşuluyor nasıl pazarlıklar dönüyor bilemiyoruz. Kulaktan kulağa çok şeyler duyuyoruz ne denli doğru bilmemekle beraber kalplerde kırıklar akılda sorular oluşuyor.

Tabi ki her siyasi kendi ekibini kurmanın arkasını sağlama almanın mücadelesini veriyor. Böyle olunca da işte o bahsettiğimiz liyakat vizyon misyon adalet hak hukuk dava ruhu falan diye bir şey kalmıyor. Bunların yerini biatcılık alıyor.

Ne kadar çok biat ederseniz o kadar çok görev alır terfi edersiniz. Anketler temayüller yapılıyor, her seçim öncesi ama bunlardan herkes bihaber.

Şeffaf olalım bir kerede, hangi adayı kim ne kadar desteklemiş kimi istemişler kimi istemediler bilelim, herkes bilsin.

Zaten adil dövüşüyorsak sorun yoktur.

Aylar önce genel seçimleri şükür sorunsuz atlattık bitti gitti. Aşırı tepkisi olan seçmenin Genel Seçim olması ve Cumhurbaşkanın elinin güçlü olması adına sandıkta kendileriyle mücadele ederek oyunu attığını hepimiz biliyoruz.

Oy düşüşlerinden bunu anladık Cumhura verilen güven Milletvekillerine verilmedi. Bu derdini içinde biriktiren vatandaş yerel seçimleri iple çekiyor. Genel seçimde veremediği tepkiyi yerelde vermek için.

Yerel seçimlerde Partinin de önemi var fakat “Aday” ın kim olduğu daha ağırlıklı çoğu seçmen için, çünkü Adaya oy atıyor. Bu seçimde de nasılsa başka yere oy atmazlar, mecburen bize oy verecekler diyerek istediğim adayı gösteririm mi olacak.

Yoksa halkın sesini bu sefer dinleyelim de Ankara İstanbul gibi başka yerlerde de kazaya uğramayalım mı mantığı ağır basacak. Oyların başka yere kaymaması için nasıl bir yol izlenecek.

Vatandaş Partisine Yöneticilere cezayı genelde Yerel Seçimlerde kesiyor.

Hiçbir hizmet veremeyen, olan hizmetleri bile yerle yeksan eden öncelikle İstanbul Ankara’da ve diğer tüm Belediyeleri kazanmak için seçilecek adayın donanımlı liyakatli halkta ve her kesimde karşılığının olması gerekiyor.

Zira dediğimiz gibi şahsa oy vermekte birçok seçmen.

Adayın her partiliyi her görüşe sahip olanı her yaş grubundan tüm seçmenin gönlünü kazanması gerekiyor.

Güven yumurta gibidir, kırılması kolay, yeniden yapması zordur.