Korkak Avrupa

İsrail'in Gazze'de çocuk, kadın, hastahane, bebek, yaşlı, hasta demeden herkesi bombalayarak öldürmeye başladıktan sonra Avrupa'nın çeşitli Cumhurbaşkan ve Başbakanları sıra sıra katil Nettenyahu'yu ziyarete geldiler.

Buna hava ile tokalaşa, bazen ağzından çıkan kelimeleri yanındakilerin bile anlamadığı, Netanyahu'ya ısrarla randevu vermeyen, bunamış ABD Başkanı Joe Biden dahil.

Tarih boyunca Yahudileri ülkelerinden defalarca kovan Almanların Şansölyesi Olaf Scholz Tel Aviv havalimanında çalan sirenler sonucu sığınağa götürülmüş, yanındaki heyet ise apron'da hepsi yüzüstü yere yatırılmıştır.

Sözde güvenlik protokol gereği olan bu uygulama ile acaba yıllar öncesinin acısını mı çıkartmak istediler? Orasını bilemiyorum.

Hamas' a terörist damgası vuran bu ülkeler, Israil'in meşru kendini savunma hakkı olduğunu söyleseler de sivil ölümlerini, bebeklerin ölümlerini görmezden gelmişlerdi. Tabii ki bunun sebeplerinden bir tanesi de yakın tarihte kendi yaptıklarının yüzlerine vurulmasını istemediklerindendir.

Oysa aynı bu ülkeler Rusya - Ukrayna savaşı'nda Ruslar sivilleri öldürüyor diye dünyayi ayağa kaldırmış, ambargolar uygulamış, Ukrayna'ya malzeme, silah ve para yardımı yapmış, hatta Putin için uluslararası tutuklama kararı çıkartmışlardır.

Ruslara uyguladıkları bu ambargo yüzünden doğal gazı Amerika'dan gemilerle taşınan ve 4 misli pahalı almalarına rağmen ambargo'dan vazgeçmemişlerdir.

Ama tabii ki söylemeye gerek var mı bilmiyorum, bu tamamen Zelenski'nin de Yahudi olmasından kaynaklandığını düşünüyorum.

Peki bu ziyaretlerden sonra ne oldu?

Özellikle Fransa ve Almanya ülkelerinde Filistin bayraklarını ve insanların yürüyüş ve protesto etme hakları yasaklandı.

Paris Belediyesi itfaiye araçları ile sokakları gezip pencerede asılı olan Filistin bayraklarıni sorgusuz sualsiz kesip aldı.

Fransa mahkemeleri bu yasakları kaldırdıktan sonra Fransa'da ve Avrupa'nın birçok ülkesinde ve ABD'de dev mitingler yapıldı.

Özellikle Ingiltere'de 300.000 kişi diye açıklanan fakat basın kuruluşlarına göre 800.000 kişinin olduğu söylenen bu dev mitingler ülke liderlerini ürpertti.

Fransa'da yaşayan 7 milyondan fazla Afrika kökenli Fransız vatandaşı müslüman var.

Kezâ Almanya'da 4 milyon müslüman ve İngiltere'de bir buçuk milyona yakın müslüman var.

Koşa koşa destek açıklaması yapan bu liderler, bu iş ciddiye binerse ortadoğu'dan çok bizim ülkemiz karışacak korkusuna düştü.

Bunun üzerine Fransız Cumhurbaşkanı Emanuel Macron cılız bir açıklama ile Israil'e seslenip siviller ölmese daha iyi olur demiştir.

Amerika'da yapılan mitingler sonucu önümüzdeki Kasım ayında seçimde yeniden aday olmak isteyen bunak Joe Biden anketlerde hızlı düşüşleri gördükten sonra" Netanyahu' yu suçlayarak Biz durmasını istiyoruz fakat Netanyahu'yu ikna edemiyoruz" deme noktasına gelmiştir.

Amerika'daki seçim sisteminde salıncak eyaletler olarak geçen 7 eyalette hızlı oy kayıpları meydana gelmiş ve Trump lehine oylar artmıştır.

Bu cılız anti İsrail söylemleri bile Netanyahu' yu çileden çıkarmıştır.

Pazar sabahı Amerika CNN TV ve ardından BBC'ye röportaj veren Nettenyahu sivil ölümleri sorulduğunda yeniden çileden çıkarak "Pearl Harbor Saldırısı nin nasıl olduğunu ve Amerika'nın Japonya'ya attığı atom bombalarını hatırlatmış ve 11 Eylül'ün nasıl olduğunu bana anlattırmayın, herkes kendi işine baksın, ben ne yapıyorsam siz de aynısını yaptınız ve aynı bu soruyu o dönemin ABD başkanlarına da sordunuz mu" demiştir.

Aynı programda Avrupa ülkelerine özellikle Amerika'ya ve Emanuel Makron,a seslenerek "siz beni bırakın, IŞİD ile ilgilenin. Yoksa yakın zamanda sizin ülkenizde de terör eylemleri başlayabilir" tehdidini savurmuştu.
Tabii bu arada bu IŞİD denilen örgütün Israil lehine çalıştığını birkaç yazı önce anlatmıştık.

Koşa koşa İsrail'e giden bu liderler den Makron korkusundan gemiden ilk atlayan olmuştur.

İngiltere İçişleri Bakanı Suella Braverm emniyet teşkilatını Filistin gösterilerine izin verdiği için eleştirmiş , göstericilere sert ve acımasız davranmasını istemiştir. Bunun bir nefret yürüyüşü olduğunu açıklamış olsa da bugün yazı yazdığımız esnada görevden alınmıştır.

Almanya'da sert önlemler alacağını söylemiştir. Ama Almanya'da esas llginç olan mitinglerdeki "basına inanmayın" sloganlari olmuştur.

Bütün bu gelişmelerin ardında Belçika'nın sürpriz bir çıkış olmuş ve İsrail'e bazı konularda ambargo hazırlıklarına başladıklarını ifade etmiştir.

Tabii bu arada hem Amerika'da hem de İsrail'de Yahudiler tarafından yapılan gösterilerin bir kısmında Netanyahu ve bu savaşın durdurulması istenmiş. Bu da müslümanlar tarafından olumlu karşılanmıştır.

Fakat bu grupların yaptığı mitinglerin bebeklerin veya insanların ölmesi ile hiçbir alakası yoktur.

Bir kısmı siyaseten Netanyahu' yu istememiş olmakla beraber büyük bir kısmı Inançları gereği Kral Süleyman diye adlandırdıkları Hz. Süleyman'ın tahtına Mehdi inecek ve Mehdi sözde vaad edilmiş toprakları savaşarak kazanacaktır.

Yani esas karşı çıktıkları olay Mehdi'yi beklemeden Netanyahu'nun bunları yapmasıdır.

Avrupa ülkelerinin korkusu Arabistan'dan Lübnan'dan İran'dan İŞİD'den veya herhangi bir bölge ülkesinden dolayı değil.

İnanın 3 Dünya Savaşı çıksa ondan da korkmaz bunlar.

Çünkü bugüne kadar 3 Dünya Savaşı çıkarsa çatışmaların Ortadoğu'da olacağını düşünüyorlardı.

Bu savaş Ortadoğu'da yaşanacak, askerleri gemileri uçakları ile gelip buraları bombalayıp gideceklerini düşünüyorlardı.

Ama olaylar değişti. Korkuları tamamen kendi ülkelerinde yaşayan Müslümanların ne yapacağı korkusuna dönüştü.

Kendileri sinemada, tiyatroda, operada, iş yerinde güçlerindeyken günlük hayatta mis gibi yaşarken buraları bombalayıp bombalayıp gitme hayalleri suya düştü.

Korkunuzda boğulun inşallah

Müslüman ülke liderlerini yapamadığını size bu Müslüman halk yapacaktır bir gün.

Sağlıcakla ve mutlu kalın