Milletvekili Meslek Yüksek Okulu.

Cumhuriyetin ilk yıllarında tek partili iktidarlar ile yaşanan günleri biz görmedik.

Akabinde göstermelik muhalif partiler çıksa da, daha sonraları yine Cumhuriyet Halk Partisi'nin vekilleri olan kişiler tarafından Adalet Partisi kurulmuş ve iktidara gelmiştir.

Bu da tek partili Milli Şef dönemini bitirip çok partili demokrasiye geçiş olmuştur.

• 12 Eylül darbe sonrası kurulmuş olan Anavatan Partisi, Doğru Yol Partisi, Demokratik Sol Parti, Refah Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi gibi partiler Cumhuriyet Halk Partisi sonrası dönemlerde ara ara değişmeli veya ittifak olarak iktidara gelmiştir.

2000'li yıllarda ise bugün iktidarı olan AK Parti, muhalefetteki Iyi Parti, Memleket Partisi ve diğer birçok Parti kurulmuştur.

Baktığımızda bu partilerin genel olarak 3 ana eksenden geldiğini görmekteyiz.

Ülkü Ocakları, Milli Görüş ve CHP. .

Sağ kesimi temsil eden partilerin bir çogu eski ülkücü ve eski milli görüşçüler ile doludur.

Ülkü ocağı sağ partilerin siyasetçi üretme merkezi gibidir adeta.

Anavatan Partisi ve Doğru Yol Partisinde birçok eski ülkücü başarılı siyaset yapmıştır.

Keza Milli Görüşçüler de aynı şekildedir.

Rahmetli Erbakan Hoca ve arkadaşları Milli Görüş teşkilatlarında yetişen gençleri siyasete almış ve o gençlerin birçoğu daha sonra başka partilere geçmiş veya Parti kurmuşlardır.

Rahmetli Erbakan dönem sonrası bile orada yetişen gençler bakan, başbakan hatta Cumhurbaşkanı olmuştur.

Sol kesimi temsil eden partilerin birçoğu da CHP kökenlidir veya CHP'de yer bulamamış, dışlanmış kişiler tarafından kurulmuş partilerdir.

Bunca kurulan bu partilerin bir sürü siyasi konularda ayrı düşünceleri vardır.

Eğitimde, dış politikada, ekonomide, ülke yönetiminde. aklınıza gelebilecek her konuda farklı farklı düşünceleri vardır.

Zaten aynı düşünüyor olsalar ayrı Parti olmaları mantıksız olurdu.

Birkaç partiyi istisna tutarak, her birinin kendince ülkeyi daha iyi yönetmek gibi bir amacı olduğuna inanmak istiyorum.

Bu kadar ayrı ayrı siyasi düşünceleri olmasına rağmen tek bir ortak noktaları vardır.

"Parti için demokrasi"

Bunca yıldır bu Partiler birbirileri ile siyasi mücadele verirken, sözüm ona halk için çalışmalar yaparken., biz kazanalım onlar kazanmasın diye kapı kapı, köy köy, sokak sokak, kahve kahve gezip oy isterken, birbirleri ile yarış halindeyken, Parti içi konularında da aynı mücadele devam etmektedir.

Hiçbir vekil grup toplantısında liderinin dediklerine aykırı söylemlerde bulunamaz.

"Hiçbir vekil, bu yaptığımız politika doğru değil, şu şekilde yaparsak daha iyi olmaz mı?" diye parti içinde muhalif olamaz.

Bu çok ender rastlanan bir durumdur ve genellikle istifa ile sonuçlanır.

Parti içi muhalefet olamaz derken yanlış anlamayın. Parti içi muhalefet çok var.

• Ama bu parti içi marifet sadece, "o makama ben oturayım, seçilecek Belediye Başkanı benim kankam olsun, seçilecek ilçe başkanı ve delegeler benim adamım olsun" muhalefetidir.

Vatandaşa daha iyi hizmet götürme muhalefeti değil.
.
Mecliste görüşülecek olan bir konuda vekilin ne düşündüğü, ya da vekilin vekalet ettiği halkın ne istediğinin bir önemi yoktur.

Oy verdik bir kere, canları istediği gibi istediklerini yaparlar.

Parti liderleri ne derse o olur.

Milletvekili Meslek Yüksek Okulu mezunu olan vekillerimiz liderlerinin çizdiği dairenin dışına taşamaz.

Öyle bir ihtimal olacak olursa zaten Grup kararı alınır.

• Gerçekten bir meslek gibi olmuş bu vekilliğin okulu nedir ki ? Ya da daha doğru bir soru Milletvekili olmak meslek midir ?

Milletvekili ol 80.000 lira her ay cepte.

Üç sene çalış, emekli ol 67.000 lira emekli maaşı al.

Bir sonraki seçimlerde aday olup olmasan bile, yeni dönem açılana kadar vekillik yapmadığın o üç ayın maaşını peşin al. . (bunu seçimde reddeden altı yüz vekilden 4 kişi olmuştur)

Komisyonlara giriyorsan komisyonlardan para al.

Eşine, kendine, çocuklarına estetik dahil istediğin ameliyatı istediğin yerde yaptır.

Maaşını ödemediğin danışmanın, sekreterin olsun.

Meclis lokantası'nda 35 liraya kuzu gerdan, 38 liraya döner kebap ye.

Ee.. bu imkanları sana kim sağladı, halk mı?

Halk diyenler yanılıyor.

Bu imkanları sağlayan Parti lideridir.

Ha . evet duyar gibiyim, ama halk oy verdi diyorsunuz.

Evet, halk oy verdi ama adayları seçen parti lideri.

On vekil çıkaracak olan herhangi bir ilde her Parti 40 aday gösterip sen İçinden seçip tercihli oy verebiliyor musun?

Hayır seçemiyorsun.

Eğer öyle olsaydı bugün Saadet Partisi, Gelecek ve Deva Partisi mecliste bu kadar sayı ile olamazlardı.

Önüne konulan liste neyse oraya basıyorsun Evet mührünü.

Peki ya bu seçtiğimiz milletvekilleri gerçekten Milletvekili Meslek Yüksek Okulu mezunu mu?

Tabii ki hayır.

• Kimisi eski öğretmen, kimi iş adamı, kimi avukat, kimi bürokrat, doktor, mühendis. hatta hatta daha hiç çalışma hayatına girmemiş Üniversite öğrencileri.

Yani çoğu ya SSK'lı ya da Bağ-Kur lu. Kimisi de emekli sandığı mensubu.

Ya da hiç sigorta açılışı olmamış öğrenciler.

Peki neden bunlar 3 yıl içerisinde meslek olmayan Milletvekili emekli maaşına bağlanıyor?

Kaç yüz tane ya da daha doğru bir soru, kaç bin tane emekli milletvekili var?

Her siyasi konuda birbirlerini siyaseten yiyen bu vekiller bu konuda hiç adım atıyorlar mı?

Bence bir dahaki seçimlerde vekil seçimini biz yapmayalım.

Parti başkanını seçelim, onlar da istediğini vekil yapsın.

Çünkü vekiller bizi dinlemiyor. Lideri dinliyor.

Böylece ne onlar yorulur kapı kapı gezmekten, ne de biz yoruluruz onlar için oy istemekten.

Ne güzel bir hayat.

• Eski bağ-kur'lu iken, eski SSK'lı iken senelerini bekleyip 7500 lira ile emekli olmak vardı.
  .
  Bir gün bir Parti kurulsa ve dese ki, "Mecliste milletvekili olacak olan kişiler asgari ücret alacak, aynı SSK'lı gibi emekli maaşı olacak"
  
  Aha da oy vermezsen benim adım Mehmet değil.

O zaman adaylık için yarışsınlar da göreyim.

Sağlıcakla ve mutlu kalın

Not:
Bir de bu vekil maaşını az bulan vekiller var.