Ev ödevi sorunsalı

Ev ödevleri gerekli midir, değil midir ya da ne zaman nasıl verilmelidir konusu eğitimde çokça tartışılan bir mesele olmuştur. Konu üzerine farklı okul türleri ve yaş gruplarında çeşitli araştırmalar yapılsa da, elde edilen bulgular, genele yayıldığı için, ödevin pedagojik değerinin olup olmadığı konusu tartışmaya açıktır.

  • Ev ödevi, öğretmen tarafından planlanan ve öğrenci tarafından sınıf dışında yapılması gereken her türlü eğitsel etkinliktir. Öğrencilerin ders dışı zamanlarını etkin geçirmeleri, öğrendikleri bilgileri pekiştirmesi, ön öğrenme sağlaması, okul ile ev arasındaki öğrenme sürecinin devamlılığı açısından pek çok öğretmen tarafından, halen tercih edilen bir metottur.

Ortak anlayış, yaş gruplarına ve okul türlerine göre ödevin türü ve amacının farklılaşması gerektiğidir. Eğitim uygulamaları iyi olan ülkelerde, küçük yaş gruplarında ödevsiz başlayan öğretim etkinlikleri, öğrencinin yaşı ve sınıfı göz önüne alınarak verilmeye başlanmakta; sınıfı ilerledikçe öğretimsel amaçlara hizmet eden ödevler yoğunlaşmaktadır.

Öncelikle bizdeki durum bunun tersi niteliğindedir. Yani ilkokula başladığı ilk günlerden itibaren ödevle tanışan çocuk, en fazla ödev sorununu yine ilkokulda yaşamaktadır. İlkokulda bu süreç iyi atlatılırsa, ilerleyen sınıflarda yani ortaokul ve lisede ödev, eleştirel düşünme ve akademik etkiyi arttırabilir.

  • İç disiplinini kuvvetlendirerek çocuk için yararlıdır denebilir. Çünkü çocuk öğrenme olgunluğuna ulaştıkça, kendisi için faydalı olanın ayırdına varabilir. Fakat erken dönemde bu farkındalıkta hareket etmesi mümkün değildir. Bilişsel bir farkındalık oluşmadan çocuğun karşısına zorunluluk olarak çıkan ödev, küçük yaş gruplarında çocuğun merak ve heyecan duygularını öldürerek, duygusal gelişimde derin yaralar açmaktadır.

Yani ilkokulda çocuk “ben ödevimi yaparsam daha iyi öğrenirim ya da ödev yapmak benim sorumluluğumdur” diye düşünemez.

Ödev meselesini çocuk algısında ve onların gözünde değerlendirmek gerekir. Ödev çocuğa ne hissettiriyor? Onun yerinde ben olsam ne hissederim (veya ben onun yaşında ödevlerimi nasıl yapıyordum?). Biz yetişkinler olarak eve iş götürmek ne ise, çocuk içinde ödev odur. Çocuk mesaisini okulda tamamlamıştır. Yorucu geçen bir günün ardından dinlenmek, biraz eğlenmek ve çokça oynamak onun en doğal hakkıdır.

Kimi zaman doğrudan kimi zaman dolaylı yollardan edindiğim tecrübe şu ki, ilkokul düzeyinde ödevin çocuğa yarardan çok zarar verdiği kanaatindeyim. Heyecanla 1. sınıfa başlayan çocuk, yapılandırılmış bir ortamda okula uyum sağlamaya çalışırken, ödev süreciyle evdeki düzeni de alt üst olmaktadır.

  • Ebeveyn rolleri değişerek, tepesinde bekleyen, onu sürekli kontrol eden ve ödev yap baskısı artan; daha önce hiç görmediği anne baba davranışlarıyla karşı karşıya gelmektedir. Yaşanılan olumsuzluklar çocuğu okula ve öğrenmeye karşı soğuttuğu için, yarattığı duygusal etki de büyüktür.

Ödev kelimesi çocuğun zihninde olumsuz bir şema olarak yer etmeye başlar. Çok basit düzeyde görülen ödevler bile çocuk için zul olmaktadır. Oysa ki öğrenme süreci okulda tamamlanmalıdır. “Yaşasın öğretmen ödev verdi, çok yeni şeyler öğreneceğim, çok eğlenceli olacak” diye sınıftan ödev heyecanıyla çıkarak eve giden çocuk var mıdır bilemem ama, ben henüz rastlamadım.

İlkokulda ev ödevlerinin yapılmasında, genellikle 3 tür çocuk davranışı ortaya çıkıyor. İlk gruptaki çocuklar eve gelir gelmez ödevi yapan, görünüşte sorun yaşanmayan gruptur. Bunlar, ödevi sevdiği için değil, bir an önce bitirip, kurtulma algısıyla hareket ederler. İkinci gruptaki çocuklar, bir türlü ödevin başına oturamayan, oturduğunda dikkatini toplayamayan, ödev yapması saatler süren ve evde sürekli gerginlik yaşayan çocuklardır.

Öğretmenin 20 dk da bitirebilir diye verdiği ödev süresi aslında çocuk gözünde 200 dk dır. O yüzden sürünür, süründükçe aile içi çatışmalar artar, çatışmalar arttıkça öğrenme algısı bozulur. 3. gruptakiler ise tamamen ödevi reddeder.

  • Tüm önlemlere ve uyarılara rağmen ödev sürekli eksik gelir. Bu gruptaki çocuklardan öğretmen ve aile şikâyetleri yüksektir. Altında pek çok neden araştırılmaya başlanarak pedagogların yolu tutulur (Mesele belki de, sadece ödev reddidir). “Ödev olmasa okulumu seviyorum, öğretmenimi çok seviyorum ama sürekli ödev veriyor” yakınmaları çocuklar tarafından çokça yapılır.

Yani ödevi seven ilkokul çocuğu yoktur. Çocuk gözüyle bakarsak ödevin ona hiçbir faydası da yoktur. Çünkü onun evdeki işi hala oyundur.

Son olarak illa verilecekse de bir çok konuya dikkat etmek gerekir. Rutin olarak her gün ödev vermektense arada bir vermek, ödev hakkında ön bilgilendirme yapmak, heyecan uyandırmak, çocuğun mutlaka kendisinin yapabileceği ve başarı hissi uyandıracak ödevler tercih edilmelidir.

Hiçbir şeyi, zorunlu olduğunu söyleyerek ve yaptırarak zorla sevdiremeyiz. Öğrenme tüm yaş gruplarında bir gönüllük faaliyetidir ve ancak, istendik bir süreç olduğunda fayda sağlar.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Nermin Elmas - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak NetGaste Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan NetGaste hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler NetGaste editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı NetGaste değil haberi geçen ajanstır.

16

Reyhan - Çok güzel bir yazı. Her ebeveyn bu yazıyı okumalı. Teşekkürler

Yanıtla . 1Beğen . 0Beğenme 10 Ekim 22:16
17

Nermin Elmas - @Reyhan 16 nolu yoruma cevabı: Ben teşekkür ediyorum ?

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 11 Ekim 01:16
18

Nermin Elmas - @Bilal Kara 15 nolu yoruma cevabı: Teşekkürler ?

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 11 Ekim 01:17
19

Nermin Elmas - @Huriye Bozlu 14 nolu yoruma cevabı: En çok bizde sıkıntı var ?

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 11 Ekim 01:17
13

Bir Bilen - Çocuk gözüyle bakmayı beceremiyoruz sanırım. Hocam haklısınız.

Yanıtla . 1Beğen . 0Beğenme 04 Ekim 12:45
08

Sinan - Daha birinci sınıfa başyayan ögrenciye, anasınıfı ne güzeldi, dedirten "ödevler".

Yanıtla . 2Beğen . 0Beğenme 03 Ekim 12:17
09

Nermin Elmas - @Sinan 08 nolu yoruma cevabı: Çocuk gözüyle bakmak gerekiyor ödev meselesine?

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 03 Ekim 23:43
07

Ali Kılıç - Tüm önlemlere ve uyarılara rağmen ödev sürekli eksik gelir. Bu gruptaki çocuklardan öğretmen ve aile şikâyetleri yüksektir. Altında pek çok neden araştırılmaya başlanarak pedagogların yolu tutulur (Mesele belki de, sadece ödev reddidir). “Ödev olmasa okulumu seviyorum, öğretmenimi çok seviyorum ama sürekli ödev veriyor” yakınmaları çocuklar tarafından çokça yapılır." katılıyorum.

Yanıtla . 1Beğen . 0Beğenme 03 Ekim 12:03
10

Nermin Elmas - @Ali Kılıç 07 nolu yoruma cevabı: Teşekkürler ?

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 03 Ekim 23:44
06

ayça dilbaz - Buralı değilsiniz sanırım. Çok güzel yazılarınız var. okuyoruz hep. Teşekkürler Nermin Hanım.

Yanıtla . 1Beğen . 0Beğenme 03 Ekim 12:03
11

Nermin Elmas - @ayça dilbaz 06 nolu yoruma cevabı: Eskişehir? çok teşekkür ediyorum ?

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 03 Ekim 23:44
05

Cemal Dayıoğlu - Doğru diyorsunuz da Nermin Hanım. iş uygulamaya geldi mi olmuyor maalsef

Yanıtla . 1Beğen . 0Beğenme 03 Ekim 11:39
04

Nalan - Şimdiki nesil çok çabuk sıkılıyor. idealist de değil.

Yanıtla . 1Beğen . 0Beğenme 03 Ekim 11:38
12

Nermin Elmas - @Nalan 04 nolu yoruma cevabı: Belki de bizim kendimizi biraz güncellememiz gerekiyor? Anlamak ve anlaşılmak karşılıklı bir süreç???

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 03 Ekim 23:46
03

Betül Karaca - Ev ödevini biz de çocukluğumuzda sevmezdik. Çocuklar akşama kadar okulda. Bir de eve gelince. Bıkıyorlar. Sonra okulu sevmiyorlar. Evet tekrar gerekli ama. Sıkmadan olmalı bence.

Yanıtla . 1Beğen . 0Beğenme 03 Ekim 09:32
02

Nazlı Severcan - Hocam şimdiki çocuklar laf dinlemiyor. Evet ödevin kendilerine yarar sağlamayacakları kanaatindeler.

Yanıtla . 1Beğen . 0Beğenme 03 Ekim 09:22
01

Adile Kara - Hocam cep telefonu ya da iPad varken mi ? Nerdeeee. Ne laf geçirebiliyoruz. ne de başka bir şey. Ceza vermek de istemiyorum. ama işte.

Yanıtla . 1Beğen . 0Beğenme 03 Ekim 09:22