"İnsan Hakları" Büyük Ylanı!

Her yıl 10 Aralık, ''Dünya İnsan Hakları Günü'' olarak kutlanır. Koca bir 'yalan' olduğu için tabana inmez, sönük geçer. Sınırlı salonlarda, sınırlı etkinlik olarak kalır. ''İnsan hakları'' da, ''günü'' de halk nezdinde itimat ve itibar görmez. 'İnsan Hakları Günü?' nedir? Neden her 10 Aralık'ta gündeme gelir? Çünkü 10 Aralık, 30 maddelik ''İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin'' BM tarafından hazırlanıp, 10 Aralık 1948 de, BM Genel Kurulu'nda kabul edildiği gündür. ''İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'' nedir? Kim ya da kimler hazırladı? Hazırlayanlar bu güne kadar ne yaptı? Kendileri buna uydu mu? Yoksa, sadece bize ve 3.dünya ülkelerine bir baskı, tahakküm ve sömürü aracı olarak mı kullandılar? İnsan hakları bir emperyalizim aracı mı oldu? Bu sorulara cevap arayalım. Yaklaşık 6 yıl süren'' 2. Dünya Savaşı'nı'' çıkaran, 40-50 milyon insanı katleden ve savaştan galip olarak çıkan, yani tarihe 'GALİP KATİLLER' olarak geçen ABD, İngiltere, Rusya (S.S.C.B ), Çin ve Fransa; savaştan sonra bir araya geliyor ve BM'i 1945 yılında kuruyor. ''Birleşmiş Milletler''değil, bu beş ''galip katillerin'' amaçlarına hizmet edecek,'BEŞ DEVLET BİRLİĞİ' teşkilatı olarak fiilen yürürlüğe giriyor. Evet.Bu birliğe zaman içinde tüm dünya ülkeleri dahil oluyor ve üye ülke sayısı 193'e yükseliyor ama, 'BEŞ DAİMİ ÜYE' olarak bu devletler, herbiri tek başına 'veto' hakkı ile imtiyaz elde ediyor ve bu 'BEŞ DEVLETE' ait olarak kalıyor, bu hiç değişmeden de günümüze kadar geliyor. Yani, 193 ülkenin 'evet' dediği bir meseleye, beş den biri 'hayır' diyebiliyor. Dediği an, 193 oy çöpe gidiyor.Yani ' olmuyor.' 193 ülkenin oyu; tek başına bir ABD'nin ya da İngiltere, Rusya, Çin veya Fransa'nın bir tek oyuyla yok sayılabiliyor!!!.İşte böyle bir BM var!!! Malum bu BM, yani GALİP KATİLLERİN kurduğu ve hükmettiği bu teşkilat, Haziran 1948 de, 30 maddelik '' İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ni'' hazırlıyor ve 10 Aralık 1948 de BM Genel Kurulu'nda kabul ediliyor, ettiriliyor! Biz de, diğer günler gibi bunu da alıyor, Batı'yı her alanda olduğu gibi burada da TAKLİT ediyor, kuyruğuna takılıveriyoruz! İnsan Hakları Beyannamesini kim hazırladı? 2.Dünya savaşının galipleri ve 50 milyon insanın katilleri. Japonya'ya atom bombası atanlar. Kırım da, tüm Kafkaslar da, Orta Asya da ve daha birçok yerde soykırım ve sürgün zülmünü yapanlar!!! Peki, o tarihten beri ne yaptılar? Kendi hazırladıkları insan hakları kıriterlerine uydular mı? Ne yazık ki bu soruya, hiç tereddütsüz 'hayır' diyebiliyoruz.Zira,o tarihten beri dünyayı sömürmeye, işgal, taciz, tecavüz, işkence ve öldürmeye devam ettiler. Hem de insanlık tarihinin en v ahşi, en barbar ve en kanlı dönemini, özellikle Müslümanlara yaşattılar. Her türlü fitnenin, terörün ve karışıklığın ya mimarı ya da destekleyicisi, azmettiricisi oldular. Sadece, o tarihten beri İzrail'e verdikleri destek ile 60 küsür yıldan beri Siyonistler, Filistin'i topyekün işgal ile sürekli tepelerine ölüm yağdırdılar. Yine o tarihten beri Kore'yi, Vietnam'ı kana buladılar.Afganistan'ı ve Irak'ı işgal ettiler. Tarihin en alçak taciz, tecavüz, işkence ve katliamlarını yaptılar.Sadece Irak'ta 1.5-2 milyon insanı öldürdüler. Mezhep kavgasını körükleyip, birbirine düşürdüler.Ülkenin yarıdan fazlasını muhacir-göçmen ettiler. Müreffeh Libya'yı, kendilerine kul köle olmadı diye Kaddafi'yi öldürerek, iç çatışmaların ve bölünmenin merkezi haline getirdiler. Suriye'yi karıştırıp, yüzbinlerce insanın ölümüne ve milyonların göçüne sebep oldular. Doğu Türkistan da en büyük soykırımı uyguladı ve uygulamaya da devam ediyorlar.Cezayir, Kırım veÇeçenistan soykırımı, Arakan, Patani, Karabağ,Kıbrıs, çatışmaların bitmediği Pakistan, Sudan, Mali, Somali, Ukrayna, Bosna, Kosova ve bütüne yakın bir can çekişen Afrika onların direk veya dolaylı eseri. Saddam'ı destekleyip İran'a saldırtan ve 8 sene savaştıran, Kuveyt'e saldırtan yine onlar.Sonra da Saddam'ı katleden yine onlar. Bizim ülkemiz de darbeleri yaptıran, terörü ve teröristleri destekleyenler, Irak ve Suriye'yi parçalayan onlar.Kıbrıs da önümüze çıkan onlar. Mısır da ''İhva'a'' darbe ve katliam yapanların arkasında onlar var. Siyonistlerin yegane destekçisi yine onlar. Kısaca, ''siz bu beyanname esaslarına uyacaksınız,'' biz ise sizi 'işgale, sömürmeye, katletmeye, karıştırmaya, birbirinize kırdırmaya devam edeceğiz' demek istediler!!! İnsan hakları yerine ''zulmü'' bina ettiler. Ne yazık ki,onlar bize, biz de kendi halkımıza zulmetmeye devam ettik. Ahmakça bu beyannameye sarıldık, kurtuluş reçetesi sandık. Adına dernekler kurduk. Söz de bildirgeyi esas aldık. İki farklı insan hakları derneği de, katillerin beyannamesine sarıldı. Devletimiz kabul etti, onayladı.Ama dışarı da onların dediklerine uydu. İçer de ise, yine onların izni ve desteği ile hak ihlaline devam etti. Onlar öldürdü, biz bu beyanname ile uyuduk, uyutulduk! Onlardan medet umduk, kapılarına gittik, mahkemelerine başvurduk. Bizim hak ihlallerimizden sadece teröristlerin, bölücü hainlerin ve belli, kendilerine yakın çevrelerin sesine kulak verdiler. Hep onlardan yana tavır aldı, karar verdiler! Aleyhimize ne varsa, onu hak kabul etti, lehimize olanları reddettiler. Bir kere bu beyanname, galip katillerin. İkincisi ise, kendileri hiç uymadılar. Biz ise, uymadıkları bu maddelere sarıldık.Hala da sarılıyor, hala her 10 Aralık'ta anıyor, sönükte olsa törenler yapıyoruz. Hala kıriterlerini anayasa, yasa yapıyoruz!!! Bu bildirgeyi hazırlayan biz değiliz. Bizim inancımızdan, tarih ve kültrürümüzden, medeniyet ve geçmişimizden neşet etmiş değil. Uyma da uymadılar.Üstelik her türlü zülmü ve insan hakkı ihlalini bize reva gördü ve '' İnsan Hakları Beyannamesi'nin'' KOCA BİR YALAN olduğu, 1948'den günümüze kadar somut olarak ortaya çıktı. O zaman topyekün reddetmeliydik, reddetmeliyiz, tanımamalıydık, tanımamalıyız. Devlet olarak ta, dernekler olarak ta çoktan reddetmeliydik, reddetmeliyiz. Kendi 'İnsan Hakları' manifestomuzu hazırlamalı, yayınlamalıyız. Tüm İslam Alemine ve insanlığa örnek ve rehber olmalıyız. Hem de 'İnsan Hak ve Vazifeleri' beyannamesi olmalı.Kendi Kitabımız, Hz.Peygamberimizin hayatı, Veda Hutbesi, Hılfıl fudul ve bütün bir İslam tarihi ve İslam Medeniyeti, bizim hazırlayacağımız beyannameye hazır ve müthiş kaynak. İnsan hakları biz de, bizim geçmişimizde. Evet.Sadece ''İnsan Hakları'' da değil.''İnsan Hak ve Vazifeleri'' olmalı. İnsan sınırsız özgür değil. Hakları kadar, vazifeleri de var!!!! Allah'a kul olmayan özgür değil. Allah'dan başka her şeye kul!!!

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Osman Karagüzel - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak NetGaste Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan NetGaste hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler NetGaste editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı NetGaste değil haberi geçen ajanstır.

01

tahsin bulutoğlu - insan hakları derneği olmaz.İnsan hakları yaratılıştan vardır, fıtridir, tabiidir.Yemek yeme hakları olur mu* Banyo yapma hakları olur mu? Gezme, seyahat etme, dinlenme, eğlenme, giyinme hakları derneği olur mu? Olmaz.İnsan hakları da öyle.İNSAN HAKLARI VE VAZİFELERİ İHLALLERİ DERNEĞİ olur.Yani ihlal ve vazife üzerinde durur.Yazınızın içeriğine gönülden katılıyorum.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 10 Aralık 21:36