ALLAH EN BÜYÜK SANATÇIDIR

Hayat bazen yeniden keşfetmenin zamanını aralar.

Ne çok şey sızar o vakit gün yüzüne.

Şaşırmak insanoğluna has bir duygu.

Evet, insanoğlu kimi zaman yolunu şaşırır da tarihin üzerine sarıp sarmalayarak örter.

Ne acı,tarih’i eğip bükmek mümkün değil ki. Mutlak tarihi taklit edip eğip bükebilirsiniz belki ama buna tarih değil sadece maskaralık diyebiliriz en kibarından.Bu sorunun kökeni hak ve adaletten kopmuş insanoğlunun ihtiraslarından başka bir şey değil.

Giderek acaba şu zamanda hangi tarihi gerçek ile karşılaşacağım sorusunun peşindeki heyecan dalgası her geçen gün daha da büyüyor.

Bu yüzden bir nevi dünyaya karşı yeniden kendini keşfetme simgesi olarak görülmeye başladı tarihi diziler ve filmler.

“Baharın geldiğini nasıl anlarsınız?” diye bir soru yöneltilse bugünlerde “Tarihi dizilerden” diye cevap almamız hiç de anımsanmayacak bir karşılık olarak karşımıza çıkar.

Bu yüzden daha çok senaryo yazılıyor, daha çok projenin hayata geçirilmesi için hummalı çalışmalar yapılıyor.

Zira baharın geldiğini yedi düvelbiliyor.

İşte bu yüzden bu sektöre baktığımızda yaşanan telaşı anlayabiliyoruz. Bu güzel bir gelişme.Bazen görünür bazen görünmeyen, sessiz ve derindençekişmelerinin de yaşandığını, hatta pek çok gizemli olayların dahi gerçekleştiğini görmek bile insanı sevindiriyor.

Tarihimiz, çok köklü ve çok da zengin… Neredeyse ikibinbeşyüzyıllık bir kökten besleniyor. Gerçekçiliği en büyük değer sayan, yaşanan onca menkıbeyi bir sanata dönüştüren, kadim bir tarihi ortaya koyarak yepyeni bir nesil ortaya çıkarmak gayretinde olanların çabaları elbet kutsanacak.

İnce, zarif ve kâmil bir ustalıkla ilerleyenler elbette öne geçecekler. Hâl böyle olunca toptan kazanacağız, hem bu kazanma asla tek taraflı olmayacak.

İki kanatlı olarak uçacağız.

Trajik bir sonla bu gayretli çalışmaya veda etmemek için haysiyetli örnekleriçoğaltmamız gerekiyor.

Var olanlardan yola çıkarak çok da umutluyuz. Güzel gelişmeler oluyor ve daha da olacak.

Ne acıdır ki sanatın gücünü yeni keşfediyoruz. Sanatı kaybetmenin ne zalim sonuçlar doğurduğunu kötü deneyimlerden sonra idrakettiğimizi umuyorum.

Taklit ’in görünürdeki yenilgisinin, aslında pek de bilinmeyen perde arkası gerçekleri var. Bunları konu edinmekten ziyade bir daha yaşanmaması için ancak dua edebiliriz. Pektabi çok daha kaliteli ve evrensel standartlarda işlerde ortaya koymak ile bu kötü zihniyete asla bir daha geçit vermeyiz.

Sanatın var olan toplumun değerlerinden farklı ve bağımsız olmasını beklemek ne beyhude bir inanış.

Türk sineması da, Dünya sineması da bu doğrultuda değerlendirilmeli. Doğal olarak Türk sinemasının da Türkiye tarihinin siyasi ve sosyal ve diğer unsurları bakımından gelişimi etkilenerek sürmüştür. Toplumun dertlerine parmak basan kaliteli örnekleri dışarıda bırakacak olursakseküler bir anlayışın hükümranlığının propagandist bir uygulama ile topluma dikte ettirildiği dönemlerde sinemanın bundan etkilenmemesi mümkün olmamıştır.

Dün ve ne acıdır ki bugün bile sinema dilinde İslam dinin kamusal alana asla sokulmaması zaman zaman sokulmuş olsa bile ötekileştiren ve itibarsızlaştıran bir söylemi benimsemesi gerçeğini asla göz ardı edemeyiz.

Bir zamanlar sanat olarak kutsanan insanın asli yapısına ters ve kimyasını bozan,zihni yapısını iğdiş eden ve sadece başka kültürlere ve zamanlara bir öykünme olarak ortaya çıkan anlayışın hala kalıntıları var elbet ama bunları yasaklamak yerine onları geride bırakacak iyi şeyler ortaya koymak çok daha adil ve etkili olacaktır.

Tarihimizin ve kadim değerlerimizin daha iyi tanınması, hayatın içine sokulması ve gündelik yaşama etkilerinin artırılması açısından Fanatizmden uzak kaliteli bir dil vesinematografikbir anlatım son derece etkilidir.

Görsel sanatların günümüzde her şeyden daha etkili olduğu son derece aşikârdır ve bu alanın insanlığın ihyası için kullanımı giderek daha zaruri hale gelmektedir.

Allah en büyük sanatçıdır.

O zaman?

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Bahadır Yenişehirlioğlu - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak NetGaste Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan NetGaste hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler NetGaste editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı NetGaste değil haberi geçen ajanstır.

04

Nesrin Kaya - Sanatın en belirgin en etkili halidir evren,lakin sanatı icra edenin kudretini görmekten sakınan bir toplum var zombi misali sadece tüketmeyi öncelik gören.

Sanatın her dalı oysa ki bir bireyin ruhsal tedavisi beslenebilmesi bir zaruri ihtiyaçtır.

Bunu görmezden gelmenin sonucudur şu anki dünya üzerinde özellikle ülkemizde ki manevi çöküş.Dilerim bu çöküşün tedavisine, özen zaman mekan ve maddi çaba bir an önce sağlanır. Kreşlerden başlayarak çocuklarımıza zaruri ders olarak sanat adına mutlak bir eğitim verilmeli seçmeli değil zaruri. Çevre mühendisinden tutun iç dış mimari vs. Sanatla haddinden fazla hemhal olmalı ki şuan ki ruhsuz yapı ve birçok meteryalin daha estetik olması için çaba sarf edilsin. İster sinema tiyatro,ister resim vs. sanatı ifade eden her ruh kırılgan olduğu gibi kırmaktan yok etmekten uzaklaşacaktır. Çok güzel yerinde bir tesbit "Sn. Bahadır Bey"

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 04 Aralık 12:41
03

Sevdam Sakarya - M.Egemenlik caddesi, Gar yanında yapılmakta olan Minibüs durakları yerinde bulunan tarihi ağaçları, çamları sessiz sedasız kesip yokettiler. Bu bir cinayet, bir çevre katliamı ve kimsenin haberi yok veya var ama görmezden gelindi. Bizimkiler yapınca görmeme alışkanlığı burada da bir kez daha ortaya çıktı, Partilerden, basından, STÖ' DEN TEK BİR SES YOK. Ama muhalefetten bir parti bunları kesseydi, tüm basın verirdi! HALBUKİ, O AĞAÇLAR KORUNARAK DURAK YAPILABİLİRDİ. KALDI Kİ, HİÇBİR GEREKÇE ONLARIN KESİLMESİNE YETERLİ DEĞİLDİR. Yazık ki ne yazık. Basın uyuyor ya da uyutuluyor. Bakalım bu yorumdan sonra basın, partiler, STÖ ler ne yapacak? Bir vicdanlı ses çıkacak mı?

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 08 Nisan 18:57
02

nazim köçe - Şehrin hangi parkına gitsen dökülüyor.Kirlilik, kurumuş çimler, çiğnenmiş veya araba girmiş çamur, toprak olmuş parçalar, yamulmuş, pislik içinde çöp kutuları, her bankın çevresi çekirdek kabuğu işgalleri, kırılmış, dökülmüş betonlar, asfaltlar, bordürler.Şehrin kaldırımları da aynı.Yeni yapılmış tüm kaldırımlar da oynamış, yerinden kakmış taşlar. Yeni bir şey yapmasına gerek yok büyük belediyenin, mevcudu korusun, onarsın, doğru işletsin, yönetsin yeter.Birde yeniden bir daha bir daha aday olma peşindeler. Pes doğrusu.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 08 Nisan 18:57
01

sakaryalı ortalama vatandaş - Zaman zaman gazetelerinizde haber olarak, yazarlar köşelerinde yaklaşan seçimde kim B.Şehir başkanı olacak tahmin ve temennileri yazıyorlar. Çıkan tüm isimler arasında, Ankara'dan her istediğini koparabilecek, Bu şehir için radikal dönüşümler sağlayabilecek, cesareti ve girişimciliği, tecrübe, ehliyet ve liyakati ile tek aday Sn. Ali İnci beydir.İki dönemdir m.vekilliğinde mağdur edilen bu hemşehrimizi Sn. C. BAŞKANINIMIZ zaten değerlendirecek, değerlendirmelidir. Başka biri olursa kaybederiz. Hele 4 dönemdir olanlar, eskiyen ve yıprananlar olursa, hiç kazanma şansı yoktur. TÜM İLÇELERDE DEĞİŞMELİ, YENİ YÜZLER, EHLİYETLİ VE LİYAKATLİ, ŞAİBESİZ, DÜRÜST İNSANLAR SEÇİLİP BULUNMALIDIR.Doğruları yazmalı, doğrulardan yana kalemimizi kullanmalıyız.Yoksa yazdıklarımızdan, yanlış insanlara kalem desteği vermekten ebedi alemde yargılanacağız. Hele 130 yıllık nimedimizi, ADA Trenimizi şehirden kov

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 08 Nisan 18:57