Toçoğlu’nun konuşamadıkları

Önceki akşam Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin davetlisi olarak,

Best Western Premier Otel’deydik.

Başkan Zeki Toçoğlu, 9 yıllık icraatlarını anlatacaktı.

Az gecikmeli olarak katıldığımız toplantıya, katılım oldukça yoğundu.

Diyebilirim ki STK’nın hemen tüm temsilcileri oradaydı.

Toçoğlu çok konuşmadı.

Zaten konuşmasına da gerek yoktu.

Tanıtım filmi her şeyi anlatıyordu aslında.

Güzel hazırlanmış bir görseldi.

Toçoğlu toplantıda yaptıklarını anlatmıştı

Davetlilere.

Burada neler anlattığını yazmama gerek yok sanırım.

Bu konuda sitemizde ayrıntılı haber var.

Keşke milletvekilleri de bu toplantıda olaydı.

Neden derseniz;

Bu şehide asıl yapılması gereken büyük projeler onların duyarsız ve ilgisizlikleri nedeniyle yapılamamıştı.

Adapazarı treninin neden şehre girmediğini bilmeyen yok.

Zaten sıkış tepiş olan şehir içi trafiği, trenin giriş çıkışı ile şehri üç koldan bağlayan geçitler nedeniyle hepten içinden çıkılmaz bir hale sokacaktı da ondan.

Peki, bu işin hali neydi?

Trenin Tüvasaş’tan itibaren Adapazarı Gar’ına kadar yer altına alınması.

Peki bu konuda birçok kez Toçoğlu, TDDD Genel Müdürü ile

Ulaştırma Bakanı ile görüştü.

Hep sözler verildi.

Gelen TCDD bürokratları ipe un sermekten başka bir şey yapmadılar.

Bizim milletvekillerimiz ne yapmıştı?

Kimi projeye destek vermek için temaslarını sürdürürken, kimileri de;

“Aman canım olmasa da olmaz. Devlete bir sürü yük” diyerek aklı sıra Devletin yanında yer almışlardı!

Bitmedi..

Daha birkaç gün önce ‘Sakarya’nın sıkıntısı koordinasyonsuzluk’ diye bir köşe yazısı yazmıştım.

Ama kimin neyine..!’

Bu şehirde işte bu var.

Kim ne derse desin,

Havaya konuşur.

Çünkü bunu önemseyen bir siyasetçi yok.

Sorun çözmeye mecali olmayan siyasetçinin,

Bizim yazdığımıza, STK’ların söylediklerine kulak asmasını beklemek ne denli doğru ki?

Daha bitmedi;

Mesela Toçoğlu,

Adapazarı şehir merkezini hep birilerine satarak, şehri ranta dönüştüren geçmiş siyasiler nedeni ile en büyük sorun olan ‘Otopark’a neden çözüm bulamadığını da söyleyememişti.

İnsanlar şehir içinde neredeyse üst üste araçlarını koyacak,

Yer yok,

Mekân yok.

Atatürk Ortaokulu’nun yeri ile anlaşma sağlandı.

Burada da olan oldu.

Defterdarlık yetkilileri,

Devlet’i korumak adına,

Kıymet takdiri yapan müfettişler, Atatürk Ortaokulu ile Çark Caddesi, İş-kur Binasını aynı değerde göstermişler ve

25 Milyonluk yerin değeri,

50 Milyon çıkmıştı.

Oysa Sakarya büyükşehir aynı okulu çok daha modern halde, üstelik daha büyüğünü inşa ederek MEB’e teslim edecekti,

Ama o da olmadı.

Sakarya’nın sorunlarından bi haber Devletimin bürokratları,

Aklı sıra hazineyi korumak adına,

Şehre nefes aldıracak projeyi baltalamış ve insanları da, Sakarya Büyükşehir’i de cezalandırmışlardı.

Daha bitmedi;

Hep Kocaeli’yi örnek gösteririz;

“İzmit şöyle oldu, İzmit böyle oldu” diye.

Evet, Türkiye’nin ikinci büyük ekonomisine sahip olan Kocaeli (İzmit) neden öyle olmasın ki?

Siyasi birliktelik var,

Ekonomik işbirliği var,

Ya bizde…?

…. Var…(!)

Evet,

Koskoca Sakarya’nın ciğerlerine oturan Toyota’nın gelişine sevinmiştik.

Rahmetli Süleyman Demirel’in Cumhurbaşkanlığı döneminde inşa edilen bu fabrika, bu şehri kalkındırır demiştik.

Evet, yan sanayi ve istihdam konusunda az da olsa bu gerçekleşiyor.

Peki ya ihracat yapan Toyota Fabrikası nedeni ile

Sakarya Büyükşehir Belediyesi gelirlerinin kuşa döndüğünü bilen var mı?

Evet, vergi dilimindeki gelirlerde,

Sakarya Büyükşehir Belediyesi emsal belediyelere oranla diplerde.

Hâsılı,

Yazacak daha çok şey var da

Ben sadece bu üçünü yazayım istedim.

Keşke Başkan Toçoğlu,

“Kıymetli dostlar, bu yaptıklarımızı gördünüz de, asıl yapmak istediğimiz, ama bir türlü başaramadığımız ve yalnız kaldığım şu –şu işlere de el atabilseydim. Keşke siyasilerimiz hep arkamda kalaydı da Ankara’da girdiğimiz kapılardan mutlu ve şen dönerek, bu şehri emsalleri ile yarışır hale getirmenin bahtiyarlığını hep beraber göreydik” diyeydi,

Ama diyemedi.

AK Parti’de de sorun bu zaten.

İş yapıyor

Yapmasına da,

“Kol kırılır yen içinde kalır” sözü bu partinin içinde olan biten, ya da olmayan ve bitmeyenleri görmemize engel oluyor.

Toçoğlu’nun gür, biraz titrek sesiyle dile getirdiği 9 yıllık icraatına,

Bahsi geçen mevzular ekleneydi,

İşte o zaman ‘yeme de yanında yat’ derdik ya,

Neyse…

Evet dostlar; yazacak çok şey var da,

Takat yok…

Toplantıya katılamayan belediye başkanı,

Toplantıda Toçoğlu’nun yanında olmak yerine,

Arka sıralarda

‘Görsünler’ diye oturan belediye başkanlarını,

Yaptıklarını yaz yaz…

Bitmez.

O nedenle

Allah;

Söyleyecek çok şeyi olmasına rağmen söyleyemeyen Toçoğlu’na da,

Yazacak çok şeyi olmasına rağmen,

Yazamayan bizlere de yardım etsin.

Âmin…

Güzel Söz

Aydınlık yolu herkes bulur,

Mesele karanlık yolda ışık aramak.

Necip Fazıl Kısakürek

@Necdet_Basoglu

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Necdet Başoğlu - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak NetGaste Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan NetGaste hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler NetGaste editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı NetGaste değil haberi geçen ajanstır.

01

Sendikalı - Yorumlarınızı bir süredir okuyor ve sizi takip ediyorum.Hemen hemen her meselede sizin gibi düşünüyor ve size katılıyorum.Ancak bazen hiç tanışmadığınız insanlar için size sunulan bilgilerle haber yapıyorsunuz.Beni hiç tanımadığınız halde benimle ilgili birkaç haberde bunu yaşadım. Yorumlarını okuduğum, takip ettiğim biri için hayal kırıklığına uğramıyor değilim.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 30 Mart 09:57