Tarihi Uzun Çarşı ve şehir hafızasının önemi

Şehrimizin merkezinin bulunduğu bölge özellikle çok eski tarihlerde sulak bir alan olduğu için tarihi yapılar bakımından kısır durumda.

Bulunan tarihi yapıların ise Justinianus Köprüsü’nü bir kenara bırakırsak büyük çoğunluğu 100-300 yıl arası geçmişe sahip.

Bunların önemli bir kısmı ya deprem, yangın, sahipsizlik ve benzeri nedenlerle yıkıldı, ya da bakımsız ve harap duruma geldiler.

Özellikle depremin defalarca kendisini en şiddetli şekilde gösterdiği bir kentte, şehir hafızasını diri tutmak zor bir olay.

Bu duruma bir de özellikle 1950’li yıllardan sonra hızlanan kentleşmeyi, gecekondu istilasını ve plansız yapılaşmayı eklersek, şehir hafızasını diri tutmak daha zor bir hale geliyor.

Kimler farkındadır bilmiyorum ama son yıllarda Sakarya’nın kentleşmesinde kendine has belirli çizgiler oluşmaya başladı.

Yatay mimari anlayışı komşularla, toprakla, gökyüzüyle, diğer canlılarla etkileşimi daha da kolaylaştıran, insanı ve çevreyi önceleyen bir anlayış.

Şehir silüeti olarak ise nüfus her ne kadar artarsa artsın sanki hengâme ve keşmekeşin bulunmadığı, rahat ve ferah bir şehir atmosferi oluşturuyor.

Tüm bunların yanında bir de Sakarya’nın sınırlı sayıda bulunan tarihi yapılarının aslına uygun restore edilerek şehir hayatına yeniden kazandırılmasına yönelik çalışmalar gerçekleştirilmeye başlandı.

Sabit Efendi Konağı güzel bir restorasyon çalışması neticesinde sivil toplum kuruluşlarına tahsis edildi.

Alicanlar Konağı’nda örnek bir çalışma hayata geçirildi. Kısa süre önce Büyükşehir Akademi’nin yeni merkezi oldu ve şehrin kültürel hayatına katkı sunan noktalardan birisi haline geldi.

En kapsamlı çalışma ise Tarihi Uzun Çarşı’da gerçekleştirildi.

Neresinden bakarsak bakalım şehrin merkezinde yer alan, insan trafiğinin yüksek, ticari hayatın hareketli olduğu bir bölgede bu kapsamda bir çalışmayı gerçekleştirmek her şeyden önce büyük bir cesaret gerektiriyor.

İşin cesaret kısmı halledildikten sonra sayısız esnafla anlaşma zemini bulmak ikna kabiliyeti, projeyi ticari ve gündelik hayata sekte vurmadan sürdürmek dikkat, gelebilecek anlık tepkilere direnerek projeyi sürdürmek ise kararlılık gerektiriyor.

Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu bunların hepsini başararak yıllar içerisinde harabe görüntüsüne bürünen, ticari hayatın canlılığını kaybetmeye başladığı çarşıyı güzel bir görünüme kavuşturdu.

Ortaya çıkarılan çalışma esnafların, vatandaşların ve çeşitli kesimlerin beğenisini topladı.

Büyükşehir Belediyesi sosyal medya hesabı üzerinden yapılan ankette de vatandaşların büyük çoğunluğu projenin şehre değer kattığı görüşünde birleşti.

Kent siluetine önemli bir eser kazandırıldı.

Her şeyin ötesinde ‘şehir hafızası’ dediğimiz olguyu geçmişten geleceğe taşıyan köprülerden birisi yıkılmak üzereyken yeniden o ihtişamlı günlerini anımsatacak bir güzelliğe kavuşturuldu.

Esnafların Uzun Çarşı’nın üzerinin kapanmasına yönelik talebe ise Toçoğlu tarafından, ‘Tarihi dokuya zarar vermeyecek, silüeti olumsuz etkilemeyecek şekilde Uzun Çarşı’nın üzerini kapatacağız’ şeklinde gayet uygun bir cevap geldi.

Yatay mimarideki ısrarı ve zaten az sayıda bulunan tarihi yapıların şehir hayatına kazandırılması noktasında büyük kararlılık gösteren Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu ve ekibini tebrik ediyorum.

İnşallah Sakarya’da oluşmaya başlayan bu kendine has çizgi devamlılığını bu şekilde sürdürmeye devam eder.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Ömer Razı - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak NetGaste Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan NetGaste hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler NetGaste editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı NetGaste değil haberi geçen ajanstır.