Fatih Fil açtı ağzını, yumdu gözünü..

Ak Parti Sapanca Belediye Meclisi eski üyesi işadamı Fatih Fil, aktif siyasete dönüş için yeşil ışık yaptı. Önümüzdeki yerel seçimlerde Büyükşehir veya Sapanca Belediye başkanlığına aday olabileceğini açıklayan Fil, yerel siyasetçileri eleştirdi.

Son yıllarda İzmir Aliağa'ya yaptığı yatırımlarla tanıdığımız Ak Parti Sapanca Belediye Meclisi eski üyesi Sapancalıgenç işadamı Fatih Fil, yazarımız Hamdi Yuluğ’un Sakarya ve Sapanca ile ilgili gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Çarpıcı ifadelerde bulunan Fil’in röportajını ilgiyle okuyacağınıza inanıyoruz.

- Okurlarımıza kısaca Fatih Fil’i tanıtır mısınız?

1970 Sapanca doğumluyum. İlkokulu Kırkpınar'da orta ve lise eğitimini Sakarya İmam Hatip Lisesinde yaptım. ABD'de bulunan NewportİnternationalUnıversıty uzaktan eğitimle İnşaat Mühendisliği eğitimi aldım. Evliyim ve Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi bir kızımvar. 1993 yılından beri kardeşlerimle birlikte Sapanca ve İzmir’de ağırlıklı olarak inşaat ve nakliyat olmak üzere çeşitli sektörlerde faaliyet göstermekteyiz.Aliağa'da faaliyet gösteren Kırkpınar Ltd.Şti'nin merkezi Sapanca,şubesi ise Aliağa'da dır. Bertaş Bazalt Ltd.Şti ve Ildır Madencilik Ltd.Şti'nin merkezi Aliağa'dır ve başka hiçbir yerde şubeleri de yoktur.

İş hayatımın dışında aktif olarak siyasetle de uğraştım. 1994yılından 2007 yılına kadar doğup büyüdüğüm Kırkpınar’da DYP’de Belde Başkanlığı ve Belediye Başkan adayı olmak da dahil çeşitli görevlerde bulundum. 2007 yılında DYP’nin ANAP ile birleşmesinin ardından halkımızın gözünde karşılığı kalmadığını düşünerek en istifa edip Ak Parti üyesi oldum. Ak Parti'de iki yıl öncesine kadar Sapanca Belediye Meclisi üyeliği de dahil olmak üzere çeşitli kademelerde görevler yaptım. Şuan itibariyle Ak Parti üyesi ve seçmeniyim. Ülkemve yaşadığım il ve ilçedeki her türden siyasi ve sosyal gelişme ile her zaman ilgilenir bu tür gelişmelere karşıhassasiyet gösteririm. Bu tür bir hassasiyet yalnızca bana özgü değil her Türk vatandaşının ilgi duyması gereken bir vatandaşlık görevidir.

- Fatih Fil İzmir’de ne işle meşgul, neler yapıyor? Bununla ilgili olarak okuyucularımıza biraz bilgi verebilir misiniz?

Burada ticaret yapıyorum. Ancak bu ticaretimizi Sapanca’da da sürdürüyoruz. Sapanca’da ticareti bırakmış değiliz. 25 yıldır ağırlıklı olarak Kırkpınar’da inşaat üzerine ticaretimizi devam ettiriyoruz. İzmir’de yaptığımız ticaret ise, tamamen hafriyat, nakliyat ve taşocağı işletmeciliği üzerine. İzmir’in 3 bölgesinde taşocakları satın aldık onları işletiyoruz. Petkim Limanı inşaatında alt taşeronluklar yapıyoruz. İzmir’deki ticaretimizin ağırlığı bunlar üzerine.

- Başarılı bir iş hayatınız var. Bu yaptığınız yatırımlar açıkça ortada. Peki tekrar aktif olarak siyasete atılma düşünceniz var mı?

Türkiye’de sosyal hayatın içinde olan hiç kimse aktif siyasetin içinden kendisini çekmez ve bende çekmedim. Aktif siyaset demek, ille bir belediye meclis üyelisi yada parti yöneticisi olmak demek değildir. Üye olarak da aktif siyasetin içinde olunabiliyor. Ben şuana kadar hiç siyasetin dışında kalmadım, kalmam da mümkün değil. Çünkü karakter yapım buna müsaade etmez. Doğduğum, yaşadığım yada ticaret yaptığım her yerde kamu yöneticisi veya belediyelerin faaliyetlerini yakından takip ederim. Olumlu hizmetleri yorumlarım, takdir eder, olumsuzlar konusunda da eleştirir yöneticileri yapıcı bir şekilde mutlaka uyarırım. Kısacası her zaman aktif siyasetin tam içindeyim.

- İleri tarihlerde belediye başkanı veya milletvekili adaylığınız söz konusu olabilir mi?

Hiçbir konuda aday olmam demem. Çünkü böyle bir lüksüm de yok. Halkımızın teveccühü doğrultusunda milletvekili aday adayı da olabilirim, büyükşehir belediye başkanı aday adayı da olabilirim, Sapanca Belediye Başkan aday adayı da olabilirim. Nihayetinde tabii aday olabilmem için öncelikle halkımız ve mensubu bulunduğum partimin yöneticilerinin onayı gerekiyor. Bu şartlar oluştuğu zaman bundan daha büyük bir şeref benim için yoktur. Ben asla aday olmam, aktif siyaset bir daha yapmayacağım diye bir söylemem olmadı, olmaz da.

- Başarılı bir işadamısınız. Her geçen gün yaptığınız yatırımlarla şirketinizi daha da büyütüyorsunuz. Ancak aktif siyasete atılma düşünceniz ticari hayatınızı sekteye uğratabilir. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben 23 yaşımdan buyana ticaret yapıyorum ve o yaştan itibaren de siyasetin çeşitli kademelerinde de bulundum. Aile şirketi olduğumuz için o avantajı her zaman kullandım. Ticaretim siyasetimi hiçbir zaman etkilemez. Siyaset yaptığım bölgelerde mümkün olduğunca kamuyu ve kamuoyunu rahatsız etmeyecek branşlarda ticaret yaparım. Bugüne kadar buna çok dikkat etmişimdir. Kendi kasabam ve ilçemde de dikkat etmişimdir. Siyaset yaparken ticaretin içinde olmak doğru değildir ve hiç de doğru bulmam. Sadece direkt ticaretin içinde değil, dolaylı yollardan ticaretin içinde olmayı da doğru bulmam. Maalesef buluğum Aliağa’da da, bizim Sakarya bölgesinde de geçmiş ve yeni belediye başkanları ile başkan yardımcıları ticaretin dışındaymış gibi davranıp dolaylı bir şekilde birebir ticaretin içinde olma ahlaksızlığını yapıyorlar. Ben aktif siyasetin içindeyken de hiç böyle bir şey yapmadım, aktif siyasetin içinde tekrar yeralsam da yine aynısını yaparım. Asla direk yada dolaylı siyasetin içinde olmam. Özellikle de yöneticisi olduğum kurumu ilgilendiren sektörlerde… Geçmişte Sapanca Belediyesi’nde Başkan Vekilliği yaptığım dönemde kamu yararına aykırı hareket eden kendi yakınlarıma dahi ceza kestirmiştim. Böyle yapmasaydım siyasetin içinde olamazdım. Ekonomik özgürlüğünüz yoksa, ailenizi geçindirmekte güçlük çekiyorsanız, bulunduğunuz makamı bir araç olarak kullanıp dolaylı yollardan ticaret yapma ahlaksızlığını yapmayacaksınız.

- Uzun yıllardır Sakarya dışında ticaret yapıyorsunuz, yurtdışına gidiyorsunuz! Birçok şehir ve ülke görüyorsunuz. Şuan yaşadığınız şehir dâhil olmak üzere gittiğiniz ülke ve şehirlerdeki hizmetlerle Sapanca ve Sakarya’nı mukayese ettiğinizde “Benim ilim ve ilçemde keşke bunlar olsaydı” dediğiniz neler var?

Keşke Sapancamız’da turizm sektörünü birkaç çıta daha yükseğe taşıyabilseydik dediğim çok oluyor. Turizmi sadece 5 yıldızlı oteller yapmakta görmeseydik. Keşke Büyükşehir Belediye Başkanımız bu konuda biraz daha candan olsaydı da turizmde biraz daha ufkumuzu açabilseydik. Sapanca ülkemizde doğası, gölü ve ulaşımıyla çok önemli bir konuma sahip… Bunu kendi ilçem olduğu için söylemiyorum. Dünyada birçok ülke ve şehir ticaret yaptım, kaldım, gezdim, gördüm. Sapanca’daki özellikler birçoğunda hiç yoktu. Mesela şuan ticaret yaptığım İzmir Aliağa’da birçok güzellik var ancak sanayi var. Yani buradaki güzellik ticari anlamda var. İzmir Eski Foça’da muazzam bir güzellik var, ancak güzellik deniziyle birlikte var. Bizim memleketimizdeki yeşilliği burada göremezsiniz. Sapancamız’da saydığım güzelliklerin hepsi var.20 kilometre İzmit’e gidersiniz denize, 35 kilometre Karasu’ya gidersiniz muhteşem plajlar.. Denizler Sapanca’nın adeta dibinde. Sapanca Gölü zaten başlı başına Türkiye’nin değeri, en önemli su kaynaklarından birisi… Doğal güzellikleri, bitki örtüsündeki zenginliği tarif etmek zaten mümkün değil. Burnumuzun dibinde Kartepe Kayak Merkezi de var. Kısacası her şeyiyle mükemmel bir konuma sahip bir ilçemiz var. Maalesef bunu bugüne kadar bir türlü değerlendiremedik. Bunda bizde dahilbelediyemizin de eksiklikleri var, yerel idarecilerimizin de eksiklikleri var. Bunları onları başarısız olarak lanse etmek adına söylemiyorum. Bazen yasalar engel oluyor, bazen alt ve üst yönetici kadrolarının uyumsuzluğu sebep oluyor. Yine de her ne sebep oluyorsa bu sorunları aşma sorumluluğu belediye başkanlarımızındır.

Bugün Sapanca kabuğunu kırmakta zorlanıyorsa bunun iki sorumlusu var, biri Sapanca Belediye Başkanı diğeri de Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanıdır. Bundan illa da şimdiki belediye başkanlarını kastetmiyorum. Geçmiş belediye başkanlarının da sorumluluğu var.

Bunların arkasından hükümet gelir, valiler gelir, kaymamaklar gelir. Ben siyaseti bilen bir adam olarak Sapanca’nın kabuğundan sıyrılamamasından belediye başkanlarını sorumlu tutarım. Şuanda Sapanca daha iyiye gidebilir miydi, evet gidebilirdi. Aydın Yılmazer başkanın daha başarılı, daha girişken, daha proje üreten bir başkan olmasını çok arzu ederdim. Zeki Toçoğlu’nun biraz daha kabuğunu kırmış olmasını çok arzu ederdim. Maalesef bunlar yok. Rüya gibi ilçemiz var, fakat o bölgede yaşayan insanlarımız bunun yeterince maddi karşılığını alamıyor.

- 16 Nisan’da yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı Sistemi Referandum sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bana göre bu süreç ülkemiz adına çok önemli bir süreç. Burada Ak Partili, MHP’li ve CHP’li olmak ikinci planda kalmalı. Karakter olarak onlara masumane duygularla oy veren insanlardan özür dileyerek HDP’yi siyasi bir parti olarak kesinlikle görmüyorum. Diğer saydığım siyasi yelpazeye sahip seçmenlerin çok iyi tahlil etmeleri gereken bir süreç yaşıyoruz. Sanki Cumhurbaşkanlığı sistemi Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsına yönelik çıkartılmaya çalışılıyormuş gibi sunuluyor. Evet doğrudur. Şuanda Cumhurbaşkanımız olduğu için bu referandumdan “Evet” çıkarsa Sayın Erdoğan Başkan olacaktır. Bunların hepsine tamam, eleştirilere tamam..Ancak benim hiç tahammül edemediğim farklı düşüncelerde olanların ötekileştirilmesidir. Hayırcılar vatanınız satmış, Evet çiler vatan hainiymiş gibi söylemlerin içinde olmak kabul edemediğim siyasi üslup tarzı.

Fikirlere saygısı olmayan İnsanlardan ne topluma nede ülkemize bir fayda gelmeyeceğine inananlardanım....Ülkemize karşı bölücülük ve ihanet içeren fikirlerin dışındaki her fikre, düşünceye, karara saygım var... Referandumda “Evet” oyu kullanacaklar gibi “Hayır” oyu kullanacak olanların da benim başımın üstünde yerleri vardır... Bir birinize hakaret etmek, küçümsemek, hainlikle suçlamak aptallığından vazgeçilmeli... Tercihine güvenip inanan karşındakini ikna edici açıklamalar yapıp kazanmaya çalışmalı....Sizi bilmiyorum ama benim gidebileceğim başka bir Ülkem yok.. Referandumda hangi sonuç çıkarsa çıksın ben ülkemde kalmaya ve onlarla bir ömür geçirmeye mecburum...Sanırım onların da gidebileceği başka bir yer yok..!

Ancak şunu da unutmamak gerekir ki, son 7-8 ay içerisinde ülkemiz üzerinde dış güçlerin müthiş oyunları ve kumpasları var. Bir nevi savaş halindeyiz. Terör örgütlerinin tamamı, dünyayı yöneten para babaları, ülkemiz üzerinde söz sahibi olmak isteyen birçok ülkenin istihbarat servisleri bizi bitirebilmek için her yolu deniyor. Bıçağın sırtında olduğumuz bu dönemde güçlü bir liderin devletin başında olmasına ihtiyaç var. Bu oyunlara karşı güçlü bir yönetim tarzına ihtiyacımız var. Sayın Cumhurbaşkanımızın yetkileri ne kadar güçlü olursa ülkemizde bu dış mihraklara karşı o kadar güçlü olur. Referandumda oy kullanırken bu gerçeklerin gözönünde tutulmasını isterim.

- Siyasette açık sözlülüğü ile bilinen bir karakter sahipsiniz. Bunu geçmişte Ak Parti’den Belediye Meclis üyeliği göreviniz sürecinde aynı partiye mensup Belediye Başkanı’na karşı bazı konularda muhalefet edişiniz ile tanınıyorsunuz. Peki bu 18 maddelik Yeni Anayasa maddelerinde sizi rahatsız eden maddeler var mı?

Sizinde söylediğiniz gibi ben bugüne kadar siyasi kaygılarım hiç olmadı. Doğru gördüğüm ne varsa savundum. Yeri geldi mensubu olduğum partimin olumsuz gördüğüm çalışmalarını eleştirdim. Aleyhimde dosya hazırlarlar, beni genel merkeze şikayet ederler diye düşünüp hareket etmedim. Beni tanıyanlar çok iyi bilir. Elbette benimde rahatsızlık duyduğum maddeler var. Ama bunlar yüzde bir oranında… Evet tek adam çok tehlikeli bir şey. Evet.. Fakat sağlıklı baktığımız zaman getirilecek olan sistemde ciddi bir kontrol mekanizması da var. Kötü örnekleri baz alarak bir yere de varamayız. Mesela yakın zamanda Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın Aliyev eşini birinci başkan yardımcısı yaptı. Bu benim içime sinen kabul edebileceğim bir şey değil. Bu padişahlığa gidiş olur. Yarın Sayın Cumhurbaşkanımız başkan olunca Emine hanımı, Bilal ve Berat Albayrak Beyi aynı şekilde görevlendirmeye kalkışırsa Türk toplumunun bünyesi bunu kaldırmaz. Zaten böyle bir görevlendirmeyi de yapmaz Sayın Erdoğan. Bu yöndeki endişelerin yersiz olduğunu düşünüyorum. Berat Albayrak Enerji ve Tabii kaynaklar Bakanı olduğunda parti içinde “ondan başka kimse yokmuydu” eleştirilerinin doğmasına sebep olmuştu. Oysa Sayın Albayrak bu dönemde Enerji Bakalığı’na getirilebilecek en donanımlı insandı. Son yıllarda enerji alanında yaptığı yatırım ve hizmetleri görüyoruz. Başarılı olmasına rağmen halkımız arasında ve parti içinde bu görevlendirme rahatsızlık yarattı. Bu demektir ki, Türk toplumu öyle keyfi görevlendirme elbisesini kolay kolay giymez. Başkanlık sistemi bu ülkeye çok lazım ve ben olumsuz bir endişe taşımıyorum. Bugüne kadar gördüğüm yanlışları dile getirdim getirmeye de devam edeceğim. Ak Partiliyiz, Tayyip Erdoğan’ı çok seviyoruz. Ancak Sayın Erdoğan da 4x4’lük bir insan değil. Haşa Peygamber olmadığına göre onunda kusurları muhakkak var. Ama illa bir insanın kusurlarına bakarak bir insanı asla değerlendiremezsiniz. Şuanda Tayyip Erdoğan bu ülke için bir değerdir, hepimizin ona ihtiyacı var. Onun güçlü olması demek Türkiye’nin güçlü olması demektir.

- Son olarak Sapanca ve Sakaryalılara söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Sakarya’yı ve Sapanca’yı da çok seviyorum. Sapanca’da doğduk ve büyüdük, herşeyimizde orada. Daha iyiye gitsin daha gelişsin arzusu içindeyim. Sakarya ve Sapancamız’ın bir adım daha ileri gidebilmesinde benim işadamı Fatih Fil olarak yapabileceğim ne varsa her zaman buna hazır olduğumun bilinmesini isterim.

Fikri, maddi ve manevi bir ihtiyaç olduğunda bir katkım olabileceğine inandığım an hiç tereddüt etmeden o katkıyı yaparım. Özellikle Sapancamız’da turizme katkı sağlayabilecek her türlü yatırımı yapmaya hazırım. İlçemizi bir adım ileriye götürecek her şeyi yaparım. Çünkü ilçemizde sanayi yok, keza tarım ve hayvancılık bakımından da yatırıma müsait alan yok. İlçemizde ciddi bir nüfus var. Sapanca’da ticaret yapmak isteyen insanlarımıza kapı açmak lazım.

Bunu önce yapacak olan yerel idareciler, ardından da bölgenin işadamlarıdır. Özellikle son yıllarda ilçemiz çok geri kaldı. Evet yapılan 5 yıldızlı oteller kim ne derse desin ilçeye büyük bir katkıdır, butik oteller ve küçük işletmeler önemlidir fakat Sapanca’ya fark yaratacak projeler üretmemiz lazım. Önceki sohbetimizde konusunu yaptığımız havacılık bunlardan birisidir. Gölümüzden faydalanabilecek çok alternatifler üretebiliriz.

Dibektaş’tan yamaç paraşütü yapılmasına imkan sağlanabilir. Bununla ilgili geçmişte dünya şampiyonu yamaç paraşütçüleri getirip deneme atlayışları bile yaptırmıştık. Bunlar ilk etapta büyük yatırımlar da gerektirmeyen bölgeye hareketlilik kazandırabilecek projeler. Her ne kadar polemik konusu oluyorsa da Uzunkum’da ortaya çıkarılan jeotermik kaynağımızda mevcut.. Bu arada jeotermik kaynakla ilgili yapılan polemiğe de değinmek isterim. Eğer 1-1,5 yıl önce orada öyle bir kaynak tespit edilip belediyeden saklanmışsa, bölge halkına açıklanmadan bir yada birkaç işadamına oradaki araziler imar olmadığı için ucuza satın aldırılmışsa bu çok büyük bir hatadır. Başta ifade ettiğim ticaretin içinde hiç yokmuş gibi yapıp, bütün yetkilerini ticari menfaat elde etmek adına birilerine kazanmasına çanak tutmak doğru bir davranış değildir.

06 Mar 2017 - 21:14 - Ekonomi



göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak NetGaste Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan NetGaste hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler NetGaste editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı NetGaste değil haberi geçen ajanstır.

06

Ahmet Kılbaş - Gecen dönem mhp ilce bsk yrdyım fatih fil başkanimi 30 yaslarindan bu güne kadar tanirim yüreğı bileği sağlam adam gibi adamdır kötü gün dostumdur Allah yolunu açık eylesin varolsun sağolsun.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 23 Temmuz 15:53
05

... - Senin burda bir evladın var. Batman Kozluk seni geldiği günden beri anlatıyor bitiremiyor bir insan iyi olmasa anlatması bu kadar heyecanlı olmazdı.. fatih fil saygılarla

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 11 Mayıs 09:17
04

CANBULAT ALBAŞ - Fatih Fil Ağabeyimiz biryerde aday olursa bize de ona destek olmak yakışır.Küçük hesaplara düşmek yakışmaz biz Kırkpınara hiç yakışmaz.Hayatta herkez bir şekilde bedel öder ama kimse kimsenin cebine harçlık vermek zorunda değildir.Fatih abi bu bedeli gereken yerlerde gereken zamanlarda ödemiştır.Yolu açık olsun.Sevgi ve Saygılarımla

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 06 Mart 21:14
03

Fatih FİL - Üzüldüm bu Arkadaşımızın yorumuna...Demekki benden talepleri olmuş ve ben bu taleplere cevap verememişim...Belkide talebi karşılamamın bu Arkadaşımıza fayda değil zarar getireceğini düşünmüşümdür..Hayatın rutin akışı içerisinde çokça maddi ve manevi destek talepleri geliyor haliyle....Bu taleplerin tümüne yetişip karşılayabilmeyi çok isterdim.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 06 Mart 21:14
02

Kırkpınarli - Fatih abi sana güveniyoruz hayırlısı olsun

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 06 Mart 21:14
01

Kirkpinar - Maddi manevi desteği bir tek bu kelimelerde görürüz biz buradan felsefe yapmak atıp tutmak kolay ben size sahsiniza 3 kere derdimi anlattım 3 kere sikintilarimi paylastim ne oldu yardımcı oluruz dendi unutuldu gitti ben sana inanmıyorum fatih fil abi hiçte inanmiyacam ben senin etrafında sırf senden yararlanmak için gozukenlerden değilim ben açık açık herseyimi anlattım bi yararın dokunabilir diye çünkü neden burada anlattıklarının benzerilerini çok duyduğum için fakat gel gorelimki sadece laftaa kalıyor yaşananlar başka anlatılanlar başka meclis üyeliği seçimlerinde pankartlarini asarkeen secim arabalarını gezdirirken bu konustuklarina inaniyordum seni halen seviyorum halen sayıyorum ama sana çok kirginiim abi çok beni resmen hep es gectin karşına çıkmama rağmen hep es gectin belki anlarsın bu yazdıklarımdan kim olduğumu . kirkpinar

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 06 Mart 21:14