‘Allah, adamı iddiasından vururmuş’ derler
Ne kadar doğru değil mi?
Haramlara karşı bağışıklık sistemimiz yerle bir oldu.
Uğruna mücadele ettiğimiz tüm sınırlarımızı ve kırmızıçizgilerimizi ihlal ettik. Kendi kurduğumuz setlerimizi,
İstinat duvarlarımızı, yine.
Kendi ellerimizle yıkıyoruz.
Neler oluyor bize?
Yediğine içtiğine dikkat etmeyen Müslümanlar haline geldik.
Eskiden misafirlikte yediği pilavın içine katılan yağın bile çeşidini soran, Şüpheden kaçınmak için dışarıda yemek bile yemeyen,
Aldığı etin helal kesim olup olmadığını soran,
Bizler,
Şimdilerde bu hassasiyetlerimizi birer teferruat olarak görüp tüm bu sınırlarımızı rahatlıkla ihlal edebiliyoruz.
Midelerimize giren lokmaların,
Rızkımızın bereketini,
Hanemizin huzurunu,
Bünyemizin sağlığını,
Yüzümüzün nurunu,
Sözümüzün etkisini kaybettirdiğinin farkına varamıyoruz.
Yazık…
Eşimize ve çocuklarımıza bile sözümüz tesir etmiyor.
Dünyaya nizam vermeyi düşünürken kumandaya bile hükmedemeyen,
Ahlaksız bir dizi ve program konusunda bile eşini,
Kızını,
Oğlunu uyaramayan,
Uyarsa da kâr ettiremeyen,
Yapıya büründük.
Eskiden faizli bankaların önünden geçmeyen,
Faizli bankaların banklarına bile oturmaktan imtina eden bizler,
Şimdilerde banka kuyruklarının,
Veznelerinin vazgeçilmezlerinden olduk.
Maaşlarımızı faizli bankalarda bekletmekten,
Yatırımlarımızı faizli bankalara koymaktan,
Kredi çekmekten,
Ticaretimizi faizle çevirmekten,
Sıkışınca post cihazlarından kart çekip peşin para almaktan yüksünmüyoruz.
Eskiden,
Kadınların uygun olmayan şartlarda çalıştırılmasını hanımlara zulüm olarak görülürdü.
Ama şimdi,
Bırakın zulmü,
Erkeğin bile çalışmakta zorlandığı işlerde,
Bayanları çalıştıranları görmek mümkün…
Üstelik de bu zulmü reva görenlerin çoğunun, ‘Ben iyi bir Müslüman’ım’ dediğine de şahit oluyoruz.
Yine,
Eskiden hanımları mahremsiz hacca bile gönderilmesinin caiz olmadığını tartışanlar vardı.
Şimdi ise 17-18 yaşındaki kızını dünyanın öbür ucuna okumaya,
Ya da tatile,
Gezmeye göndererek,
Rahatça uyuyanlar var.
Eskiden,
Parti,
Vakıf toplantılarımızı,
Programlarımızı,
İnsani yardım faaliyetlerimizi, kermeslerimizi bayan erkek karışık yapmaktan, haremlik selamlık sınırlarını ihlal etmekten geri durmuyoruz.
Seçim çalışması adı altında bayan erkek demeden önümüze kim gelirse elini sıkmayı bir görev addediyoruz.
Nargile kafelerde kitap kritiklerini ilmi birer faaliyet olarak sunuyoruz.
Evet, beyler, hanımefendiler.
Çok geç olmadan derlenip, toparlanmalıyız.
Yoksa
Değerlerimizi,
İddialarımızı,
İdeallerimizi ihmal ederek,
İnkâr ederek kazandığımız zaferler,
Unvanlar,
Makamlar,
Biriktirdiğimiz servetler,
Mallar,
Elde ettiğimiz itibar,
Bir ahir zaman musibeti olarak bizi yerle bir edecek.
Haberiniz ola…
Yorum yazarak NetGaste Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan NetGaste hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler NetGaste editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı NetGaste değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak NetGaste Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan NetGaste hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler NetGaste editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı NetGaste değil haberi geçen ajanstır.